9 senelik eğitim hayatım boyunca, sistemden şikayet etmediğim tek bir ân bile olmadı. Hafızanızın derinliklerine ulaşmaya çalışıp, okul hayatınızı düşünseniz sizin de bana hak vermeniz oldukça mümkündür. Ülkemizdeki çoğu sıkıntının baş gösterdiği, birleştiği noktadır eğitim sistemi. İnsanlar neden öğrenmeye aç değildir ülkemizde? Her şey apaçık ortadayken bu bir soru niteliği bile taşımamalı. Senelerdir bize gösterdikleri, kucağımıza fazlasıyla yükledikleri bu ağır yükler yüzünden hiçbir şeyden zevk alamaz olduk. Eğitimden bıktık, çalışmaktan sıkıldık, hayattan bunaldık. Çoğu zaman belki en sevdiğimiz ders bile en büyük düşmanımız oldu. Halbuki bunların bize azar azar, sindirerek verilmesi gerekmez miydi? Eğitim sistemi, sadece ders demek değildir. Eğitim; sanat, tarih, edebiyat, şiir demektir. Eğitim hepsini kapsar. Ülkemizdeki en büyük eksik de budur zaten, her şeyi ders sanarız. O kadar sıkılmışızdır ki çünkü, artık her şey gözümüzde büyür. Eğitim sistemi ne kadar güçlüyse, o ülke g
Uzun zamandır ismini çokça duyup, bir türlü okumaya vakit ayıramadığım bir yazardı sait faik. Gitmeden önce kitabını okumamın, daha iyi olacağını düşünüp "Lüzumsuz Adam" gibi bir başyapıtını aldım fakat hâlâ okumaya vaktim olmadı. Müzeye girdiğinizde, tüylerinizin diken diken olduğunu hissetmek zor olmazdı. Her ne kadar çok ünlü bir yazar da olsa, ölmüş bir insanın evini gezip o evde bıraktığı hisleri koklamak, müze gezmekten çok daha başka bir duyguydu. bu hissi tattığım çok nadir anlardan biriydi. Evdeki göz alıcı tüm eşyalar bir yana, öyle güzel manzarası vardı ki.. Böyle bir manzara her insanı elbette şair ederdi, göğüs kafesinde kalp taşımayan bir mahluku bile.. Sait Faik'in adım attığı toprağa bastığınızı, dokunduğu yerlere elinizin değdini hissetmek bile sizi bu küçük adaya bağlamaya yeterdi. Evet, belki diğer adalar kadar bir ihtişamı yoktu, belki onlar kadar büyük ya da gösterişli değildi. Ama kalbimde daima ayrı bir yeri olacaktı. "Bir insanı sevmekle başla